İNSAN YÜZLÜ ORKİDE

KUDRET AYŞE YILMAZ

Bir koku alıyor musun? İçimin kırçıllı dumanı, hatıraları yaktıkça koyulaşıyor. Azalıyorum. Öte yandan benim olmayan bir gecede sanki her şeye hükmedebilecek kadar güçlü hissediyorum kendimi. Emekli olmaya kararlı yaşlı bir öğretmen için coşkulu bir vedaya artık hazırım. Aslında her şey şu üç harfle başlamıştı:

A – B – C.

Ahhh orkide, baktıkça şeffaflaşan siman insana benziyor! Mükemmelliğin ve asaletin tek kelimeye sığması mümkünmüş. Dirençli köklerin kabından taşıyor, ne de heveslisin güneşi görmeye. Libasın has, kokun yumuşacık.

Irmakların mührü düşer sanki boynuna. Benzeme insana orkide, alnın insandan uzak durdukça ışır. İnsan kalmak pek ağır yük, hafiflese keşke kurumadan kalpler!

Asude bir hüzün hikâyesi bendeki. Anlatsam, anlar mısın? Vefasızlık nedir bilemezsin sen. Bildiği tüm kelimelerle bilin diye yalvarır öğretmen, öğrenmenin içine sinip giz olur ve simgesel şiir şeraitlerine evrilip tozlu raflara hatıra diye kaldırılır. Çiçeklerin aşağı doğru meylettikçe bulutlara dönüyor orkide. Hadi ağlayalım birlikte! Binlerce öğrencimden geriye kalan ne varsa, yaşam ile umut arasında kurgulanıyor en baştan.

Dünya kuruldu kurulalı, insanoğlunun aklı erdi ereli, sevgi ile kin ayrı yollara girdi gireli bir meziyet onlarca hasletten sıyrılır oldu. Vefa diyeyim, sen şefkat anla. Bu kelimenin rengi dahi yürekten kırmızı, dimağda zonklayan bir damar olmuş dört yanı saran kökleri. Vefa, hem sabırda hem ümitte hem de iradede çok farklı yollarla, mertebelerle, hâllerle dalga dalga yaşamanın yollarını bulur. Gün geçer devran döner en amansız acılar dinginleşir ve beklenen, meçhul bir vakitte kavuşulan olur. Sarılmalar tesirli ve albenilidir orkide. Bunu en iyi sen bilirsin dalın köküne sarılırken. Yaşamaktır sarılmak, baharına kırağı değmişleri bile iyileştirir.

Bir öğretmene verilen orkideden fazlası ol da hatırlat herkese: vefanın dağına hiç kar inmez. Yarısı yerde yarısı gökte kaynayan serin suyunu içenler ölümsüzlük yumağına sarılır, serinler. Orkide şunu da unutma, insan insanda şekil alır. Herkes birilerinin kanadına sığınmalı arsız borana uğramadan. Saydamlaşan göklerden yerlere en çok kış iner. Göğün yüzü yerin yüzüne ta ezelden âşıktır, bakışır dururlar ama kavuşmaları ne mümkün! Orta yolu bulamayanların aşkı belki de bu yüzden saflaşarak zerrelere sığışır. Dünyaya sığmayan kalbe sığar orkide. İnsana benzeme, insan olmak hiç çiçek kokmamaktır.

Toprağa düşen her şey toprak olur sanırmış gafil. Oysa idrak kapısı aralandığında tohumun toprak olurken ağaca dönüştüğü bilinir. Hiçbir şey yokluğa uğurlanmayacaksa sessizliğin terennümü nasıl işitilecek? Kişinin işi, gücü biterken başlarmış orkide. Ben şimdi yenice öğretmen oldum. Yürümeye devam edeceğim, sade bir güne uyanıp tazelenirken öğrencilerim tomurcuklanma iddiasından uzak çekingenlikle birer birer orkideye dönüşecek. Gülüşecekler yine eskisi gibi. Cıvıl cıvıl beynimin içi; nizami akıttığım yaşlar bir sürur tablosuna derinlik katıyor. Hafifliyorum. Şimdi ben sana benzemeye başlıyorum orkide, yere doğru yaklaşmakta tüm çiçeklerim. Teselli vefa vesilesidir. Vefa diyorum sana, sen ne anlarsan anla. Karatahta önünde elimde iyice küçülmüş tebeşir… Gerçekleşenin perdeleri hep şu üç harfle aralanıyor görüyor musun:

A – Ş – K.

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacaktır.

YAZMAYA BAŞLAYIN VE ARAMAK İÇİN ENTER TUŞUNA BASIN